Çölyak hastalığı hakkında sık sorulan sorular

genişletmek

KAYNAKİHA

Güner, çölyak hastalığının, genetik yatkınlığı olan kişilerde buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten adı verilen proteine ​​maruz kalma sonucu gelişen, ince bağırsağın kronik, immün aracılı enteropatisi olduğunu söyledi. Dünya çapında günlerce, haftalarca süren farkındalık çalışmaları ile konuya dikkat çekildiğini hatırlatan Güner, şöyle konuştu: “Çölyak hastalığı esas olarak ince bağırsağı etkilese de klinik özellikleri hem bağırsak hem de bağırsak dışı belirtilerle çok geniş bir spektruma sahiptir. Her yaş grubunda, her ırkta ve her iki cinsiyette görülebilir.

Çölyak hastalığına karşı etkili olduğu bilinen tek tedavi, glutenin diyetten kalıcı olarak çıkarılmasıdır. Glutensiz beslenmenin amacı hastalığın mevcut semptomlarını kontrol altına almak, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek ve hastalığa bağlı komplikasyonların başlamasını önlemektir. Özellikle çölyak hastalığında erken tanı, çocukların gelişiminin iyileştirilmesi ve uzun vadeli komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir. Çoğu hastada diyet tedavisinin tam olarak uygulanmasından sonra klinik sonuçların tamamen düzeldiği ve serolojinin normale döndüğü görülmüştür. Çölyak hastalığı nüfusun yaklaşık %1 ila %0,03'ünü etkilemektedir. Hastalığın çok geniş bir klinik spektruma sahip olması, atipik bir seyir izleyebilmesi veya asemptomatik olabilmesi nedeniyle gerçek bir prevalansı vermek zordur; bu nedenle hastaların yalnızca yüzde 10'una tanı konduğu tahmin edilmektedir.

Ülkemizde çölyak hastalığının görülme sıklığının nüfusun yaklaşık yüzde 1-0,03'ünü etkilediği dikkate alındığında en fazla 850, en az 250 bin hasta bekleniyor. Bakanlığımız Sağlık Bilgi Sistemlerinden elde edilen verilere göre 2023 yılı Kasım ayı sonu itibarıyla Türkiye'de tanı alan çölyak hastası sayısı 166 bin 614'tür. Çölyak hastalığı bilindiği üzere hem çocuklarda hem de yetişkinlerde geniş bir klinik spektruma sahiptir. Organizmada etkilenmeyen hiçbir sistem veya organ yoktur. Tüm sistemlerde semptomlara neden olması ciddi tanı karışıklığına neden olur. Bu durum her tıp disiplinindeki hekimleri etkileyen evrensel bir sorundur” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir